14 Mart 2009 Cumartesi

Nevrotik mi oldum ben ya!


Sonunda buda oldu. Ama üzülmüyorum benim gibi bi çok insan var. En azından tesellim bu. Ve bu olay artık normal karşılanıyor Dünya'da. Ama şöyle bir sorun var bunun psikolojik durumu eğer bastırılmış obsesif duygularımla birleşirse bu durum ciddi bir boyutta sevdiklerimden uzaklaşmama neden olur heralde. Şimdiden aklım başımdayken buraya yazıyorum ki ilerde bu kız biliyordu desinler. Günümün çoğunu pc başında geçiriyorum ve çok saçma şeylerde yaptığım oluyor. Bazen bu makinayı fırlatasım geliyor. Halbuki buna hiç gerek yok. En yakınlarım benim bunalım geçirdiğimi söylüorlar evet geçiriyorum artık hayır demicem evet bu doğru. Toefl sınavına artık çalışmıcam ve yatıp uyucam. Tembel tembel geçircem hayatımı. Ve bu yazımı okuyan arkadaşlarım eğer mutlularsa şuan onlarda benim gibi psiko - manyak oldular biliyorum. Ama ben şuna inanıyorum bu durum geçicek veya buna inandırmaya çalışıyorum kendimi. Geçicek geçicek...

Hayatımın değişmesi için bir ışık mı görmem lazım :) Evet evet ışık görüp hayatım değişcek ve o ışıkla birlikte beynimdeki tahtalarda yavaş yavaş kırılıcak. İnsanlar o ışık inancına dayanarak düşünce ziplemesi yapmak zorunda kalıyorlar.Orda tahta kırılması yaşanıyor zaten. Neyse neyse bu konulara girmicem. Sonunu ii görmedim...

O kadar bunalım takıldıktan sonra müzik açmak aklıma geldi. Şöyle Beyonce açayım dedim ve "Halo" dinliyorum. Gerçekten çok severek dinliorum bu kadını :) Nedense keyfim yerine geldi. Diğer yazımda bir sitede Dj lik yaptığımı söylemiştim artık yapmıyorum çünki site kapanmak zorunda kaldı çok ağır geldi ve 92 bin kişi baka kaldık öle bi yöne. Üzücüydü gerçekten çok eğleniyordum orda. Mikrofon sende oluyor aklındakiler sölüyorsun sürekli. Bu güzel bir duyguydu gerçekten birden boşluğa düştüm ve şuan nette anlamsızca dolaşıorum belkide nevrotiklik kavramı ordan çıktı. Neyse bu günlük bu kadar olsun diorum.Başka bir yazı çalışmamda görüşmek dileğiyle hoşça kalın...

9 Mart 2009 Pazartesi

hey you...



Pink Floyd dan "Hey you" yu dinledim. Çok ilginç yerlere götürdü beni. Üzüldüm biraz birazda düşündüm. Sonra değiştirdim Megadeth den "Peace sells" dinledim. Biraz kendime geldim. Düşünüyorum herşeyi aklımda bir ton mesele. Hiçbirininde ucu bağlı değil. Bugün çok değişik bir rüya gördüm dini bir rüyaydı. Biri bana cemid mi kamed mi getir falan diyordu anlamadım neden bahsettiğini. Bende bilmiyorum o ne dedim. O da biliyorsun biliyorsun dedi. Bende gerçekten bilmiyorum bilsem kesinlikle söylerim dedim. Oda hala biliyorsun diyordu ve sonra babanem içeri geldi Hüvellalahü.... diye okumaya başladı ve yüzüme üfürdü :) O serinlikle uyandım. İlginçti. Bu bir işaretmiydi. Off içim karardı. Geçen gün canım sıkıldı ve arkadaşıma derdimi açtım onunda canı sıkkınmış sonra farkettim ki herkesin canı sıkkın. İspanya'daki Julio'nun bile canı sıkkın. Herkes bunalım yahu. Neden aceba. Yediklerimizden içtiklerimizden mi oluşuyor. Yoksa kriz bizim içimizide mi vurdu. Bazılarına göre bahar ayları böyle oluyormuş. Ve artık kahve içmek istemiyorum yeşil çay içicem Japonlar gibi. Şimdi de Jason Mraz "I'm yours" dinliyorum. Süper bir parça ve klibide çok güzel. Adam sürekli geziyor ohh ne güzel. Emekli olduğumda kendime bir karavan alıcam ve dolaşıcam heryeri. Bence en büyük zevk bu olsa gerek. Evet evet kesinlikle bunu yapıcam. Belkide uzun bir deniz yolculuğuna çıkarım. Farklı insanlar tanırım muhabbet ederim. İspanyolcamı,Ruscamı ve Japoncamı geliştiririm. 83 yaşındaki arkadaşım Don bile Çince öğreniyor. Azimli insanlara bayılıyorum. Aslında bu azim değil merak ve ilgi. Ben aslında kendim gibi meraklı insanlara bayılıyorum. Bu arada George Michael "Careless whisper" e geçtim. Bu parçasını çok seviyorum. Bugün evde yanlızım herkes bir yerlere gitti. Dün Dünya Kadınlar Günü'ydü. Annem konferansa gitti ve değişik bir ifadeyle döndü. Konferansta parti savunmuşlar sinirlenmiş. Enteresandır bu işler. Ara ara hafızam gidip geliyor. 2 dk önce olayı hatırlayamıyorum. Sanki başka bir boyutta yaşıyorum gibi. Çok ilginç hayatımın baharında belkide şizofrenik bir duruma dönüşebilirim. Bazen beynimden tık die bişey atıyor. O tık anında sanki Homer Simpson'un beyni gibi olduğumu düşünüyorum. Neyse neyse son olarak Dido "Thank you" dinleyerek bu yazıyı kapatayım diyorum. Hoşça kalın. Sevgiyle kalın.

24 Şubat 2009 Salı

Garip!



Yine sabahın erken vakitleri ve ben birçok şeyi karmaşık bir halde düşünüyorum ve tabi kendi çapımda bu düşüncelere karşı isteklerde var. Fakat bunları buraya aktaramıyorum. Bir radio da Dj lik yapmaya başladım ve kendi çapımda bir kitlem var. Onlarla olmaktan mutluluk duyuyorum. Ara sıra tabikide saçmalıyorum ama olsun. Onlara göre bu normal geliyor. "Gecenin karanlığında içinizi ısıtabileceğiniz iyi bir şey yoksa hemen yanınıza bir kupa sıcak kahve almanız en iyi çözüm olacaktır. Eğer kahvem yok diyorsanız içinizi ısıtacak bir parça geliyor..." diyorum ve güzel bir parça çalıyorum kendimce. Ara sıra beni dinleyen yabancı arkadaşlarıma selam gönderiyorum Hola veya Hi diyorum. İstek istiyorlar bazıları Loreena McKennitt isterken bazılarıda Nightwish istiyor. Hayatımda herşey güzel gidiyor aslında şöyle bir baktığımda ama nedense ben bu iyiliği göremiyorum çoğu zaman canım sıkılıyor. Bunalım takılıyorum. Heralde çok fazla düşünüyorum bazı şeyleri ve obsesifliğimi bastırmaya çalışırken herşeye normaldir demem de cabası. İnsanlar çevrelerine baktıklarında sıradanlık görürler çoğu zaman bu onlarında böyle olacaklarının habercisidir ve endişe kaplar her yeri. Kocaman bir hayır yankılanır beyinlerde. Fakat birde odanın diğer penceresi vardır arka tarafta kalan. Hiç ordan bakmayız hayata. Çünki o pencere biraz sapa gelir bize. Alışılmışlık nasılda bizi kontrol altına almış ve nasıl da hayatımızı yönetiyor.Pıııff tembelleşmek istiyorum. Kuaföre gidip dedikodu yapmak istiyorum. :))) Onu bunu çekiştirmek arkadan konuşmak ne kadar kötü olsada bir tatlı gelir insana adeta attıkça atasın gelir. Binbir türlü yalan ve senaryolar eklersin hikayene. Seni dinleyenlerin gözleri büyüdükçe daha bir heycanlı gelir ve sallarsın ordan burdan ama en sonunada emin değilim bak yalan olmasın demeyide unutmazsın. hehehehe. Yapılan iş ne kadar alçakca ve adice olsa dahi o anki zevkin tarifi yoktur. Ortamdan ayrıldığında eğer iyi bir insansan vicdan azabı duyarsın ve söylediklerine pişman olursun bu pişmanlık içini kemirir. Sende buna izin verirsin tabi... Hz. Adem'in oğulları bile kıskançlık yapıp biri diğerini öldürmüş. Bu huy doğamızda var diyelim fakat inanırsan. İnançlı değilsen doğamızda var demiyoruz bilinçaltımızdan gelen kontrolsüz ve bastırılmış düşünceler açığa çıktı diyoruz... Konuyu nereye bağlamak istediğimde muallakta kaldı esasında. Şimdilik burda keseyim sonra yine devam ederim.... İyi günler herkese...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Ne Yazmalıyım???

Ne yazsam ne aceba ne... Ne olabilir? Sabahın köründe yatmam gerekirken neden buraya yazma gereği duydum bende bilmiyorum halbuki düşünsem geçse ve bitse. Şuan takip ettiğim 4 kitabım var onları okumalıyım veya spor yapmalıyım. Biliyorum bu yazımı ilerde silicem ve zaten bu yazıyı kimsenin okumayacağını da biliyorum hehehehe neyse olsun öyle takılayım saçmalayım. yuppi saçmalıyorum çok güzel devam etmeliyim bu işe. Ne güzel şey saçmalamak saçmalıyorum demek. Ya sevgili blogger sağol sayende rahatladım biliyormusun. Ne güzel wallahi çok iyi oldu bu iş.

Beni takip eden tüm dostlarım bakın işte bu benim gerçek yüzüm. Şaka değil. Gerçek. Daha neler var neler ama ben sizi hep kandırdım bunca yıl. Kısmet bu sayfalarda itiraf etmekmiş. Olsun canım saolsun. Neyse benden bu kadar yine başka bir gün başka bir zaman diliminde görüşmek dileğiyle hoşça kalın.